KÜÇÜK PRENS
Küçük prensi okuduğumda sanırım dördüncü sınıfa gidiyordum. O zamanlar diğer yaşıtlarım gibi kısa (genelde 32 yada 64 sayfa) kitaplar okuyordum. Hiçbirini anlayarak okumamıştım o kitapların. Sanırım okumam gerektiği için ya da kısa oldukları için okuyordum. Bu kitapların sadece okumamı hızlandırdığını sanıyordum ama yanılmışım. Çünkü kitabı bitirmemden bir kaç gün sonra 20 yaşındaki kuzenim gelip benden kitabı ödünç almıştı. Dördüncü sınıfta buna çok şaşırmıştım çünkü ben o zamanlar hala toplama-çıkarma yaparken o üniversiteye gidiyodu ve aynı kitabı okuyabiliyoduk. İşte bu yüzden ilk defa bir kitabı diğer kitaplarımdan ayırı bir yere koymaya karar vermiştim. O an benim için küçük prens sadece bitirdiğim takdirde öğretmenimden ‘aferin’ alıcağım bir kitap değil eğer gerçekten anlarsam büyük dersler çıkarabiliceğim, bakış açımı genişletebilecek bir kitap olmuştu. Küçük prens ile ilgili düşüncelerim şu an bu kadarle sınırlı kalmadı çünkü kuzenimin sadece çocukluğuna dönmek için de o kitabı okumak isteyebiliceğini düşünmüştüm ama yine yanılmışım çünkü lise de bu kitap tekrar karşıma çıktı. İşte o zaman bu kitap hakkında iyi bir araştırma yapmam gerektiğini anladım. Bir kitabı dünyanın her yerinden ve her yaş grubundan insanlar okuyabiliyorsa ve hepsi için o kitap bir şeyler ifade edebiliyorsa o kitap sadece küçük çocukların kitaplıklarını doldurmak için kullanabilicekleri bir şey değildir.
Araştırmamı yaparken karşıma çıkan Sezen Zeytinoğlu adında bir asistanın incelemesini okudum ve küçük prens’e karşı hissettiklerim ve kitaba olan bakış açım yine değişti. İncelemede “Küçük Prens’in, Ibert’in, belittiği gibi, ‘sadece rakamlara, kanıtlara, mantığa inanan budala bir büyük kişi olmasını önleyerek içinde daima yaşattığı çocuk Saint-Exupéry’nin bir eşinden başka biri olmadığı hemen farkedilmemektedir.’ Küçük prensin yazarına karşı olan düşüncelerim bunu okuduktan sonra şekillenmeye başladı. Bir an için kitabı aslında içindeki çocuğun asla solmasına izin vermeyen eşinin anısına yazdığını düşünmüştüm. Ama incelemenin başka bir kısmında kitabı çocukluğun saf ve temiz dünyasını kaybetmemek adına ve bir dostunun çocukluğu için yazdığı yer alıyordu. Bundan sonra anladım ki yazar çocuklar için olması gereken ama herkes için bir anlam taşıyan bir kitap yazmak istemiş ve bunu güçlü anlatımıyla elde etmiş. Yazar çocuklar için metni ve anlatımı mükemmel bir şekilde tamamlayan resimlerle desteklemiş, yayın evi kitabı çocukları için rahatça okunabilecek ve taşınabilecek boyuta getirmiştir. Kitap üzerinde yapılan her değişiklik çocukları için yapılmış gibi görünseler de altlarında herkes için anlam taşıyabilecek değerler yatmaktadır. Dosluk, özgürlük, saflık, heyecan, sevgi...
Benim için küçük prens, büyüklerin okuyarak yeterince zor olan karmaşık hayatlarından biraz olsun sıyrılıp kendilerine gelebilicekleri belki de içlerinde sönmüş olan çocukluklarının ışığını tekrar yakabilicekleri, çocukların ise okuyarar dersler alabilecekleri hayatlarına o küçük ve saf akıllarına yön verebilecekleri ve insanlara karşı düşüncelerini değiştirebilecekleri ya da genişletebilecekleri bir eser. Bir kitaptan fazlası ya da bir kaç sayfadan...
bu yazıyı hangi yıl yayınladığınızı sorabilir miyim?
YanıtlaSilFazlasıyla geç bir cevap ama 2012 yılında yayınladım. Hazırlık yılında edebiyat ödevim olarak hazırladığım bir yazıydı.
Sil